30 Ekim 2010 Cumartesi

Balık Suya Girdi

Merhaba arkadaşlar amatör bir blogçu olarak uzun süredir aklımda olan bir blog oluşturma sürecine nihayet başlamış bulunmaktayım.Kendimi tanıtma faslına girmiyorum çünkü o fasıl sağolsun blog un kendi özelliğinden biri olarak yan tarafta veriliyor meraklısı benim kim olduğumu ordan öğrenebilir :)
Ama şuna değinmek istiyorum, Neden böyle bir blog oluşturma gereği duydum ? Zaten öğrenci ve öğrenci sorunlarını anlatan onlarca dergi, akademik yazı ,köşe yazısı yokmuydu ?Var elbette ama öğrenciyi en iyi öğrenci anlar değilmi... ne diyorlar tok açın halinden ne anlar :) Ama edebi bir sanat oluşturmak niyetinde de değilim zaten onlarca dilbilgisi hatasından bunu kolaylıkla anlayabilirsiniz:)(Bu hatalardan dolayı lütfen beni mazur görün) Ben bu blogta şunu amaçlıyorum eğer bunu bir gün benim dışında okuyan öğrenci arkadaşlarım olursa :) evet ya hakketten öyle bizde neler yaşadık yazsak roman olur dedirtebilmek, bazen güldürmek bazen düşündürmek ... ama bence en önemlisi kendi sınırlarımı keşfetmek için kaleme alıyorum diyemeceğim gelişen teknoliji ile birlikte artık klavyeme alıyorum ...Umarım herkes kendine düşen payı alır diyorum ve hadi başlayalım :)
Not : Blogumda yer alan karikatürler alıntıdır.

Balık Suya Girdi


Küçük bir balıktık eğitim havuzuna atıldığımızda yüzme biliyormuyduk diye sorsalar ,suyu sevmiyorduk ki! neden yüzelim,ama yüzeceksin dediler hemde iyi yüzeceksin gün gelecek okyanusa açılacaksın dediler hehe deyip geçtik,okyanusta köpek balıkları da var, kabuğuna kapanmış istiridye de var, olduğu yere çakılı kalan yosunlarda var.Evet bana göre eğitim hayatına atılmak yaşımına küçük bir derede başlayan minicik bir yumurta iken diğer milyonlarcasının içinden sıyrılma şansı bulan küçük birer balıktık hepimiz.Ve zaman içinde evrim geçirdik ... devamı yarın :)

How stupid do you think we are ?


Aptal değiliz tabiki aptal doğmadık en azından ama aptallaştırıldık mı ne ?Nasıl mı ? Ben 80 kuşağıyım büyüklerimizin de dediği gibi bizim zamanımızda böyle değildi bu kadar bilgisayara televizyona bağımlılık yoktu.Sabahtan çıktık mı dışarı akşam karanlık basmadan dönerdik evimize tabi ki ama bu geçen sürede gidip bir internet kafeye tıkılıp kalmazdık kaç adam öldürdüm hesabı yapmazdık , aga on adamı indirdim cümlesini hiç kurmadım mesela ...ne yapardık peki ? dışarda futbol oynardık,kibrit kutularının yüzlerini keser onları biriktirirdik yada bilye oynardık ,gazoz kapağını ezer onlarla oynardık yani demem o ki daha yaratıcıydık sanki .bize hazır verileni oynamazdık biz kendimiz bişiler üretirdik değil mi ? Çoğumuzun cevabı evettir sanırım...Peki ne değişti,neden köreldik ? Elbette değişen zaman ile birlikte oyunlarımızda değişiyor, alışkanlıklarımızda ,değişmelide çağın gerisinde kalmamız düşünülemez japonya da cocuklar bilgisayarları kurcalarken bizim gazoz kapağı peşinde koşmamız düşünülemez.Ama bir farkla onlar liseye geldiklerinde program yazabilecek seviyedeyken biz liseye geldiğimizde counterda artık tüm hileleri öğrenmiş profesyonel oyuncular haline geliyoruz.
Alın size çok güncel hepimizin bildiği facebook'un kurucusunun yaşım öyküsü:


Mark Elliot Zuckerberg diş hekimi baba ve psikolog anne'nin tek çoçuğu olarak 1984 te dünyaya geldi.İlk programını 10 yaşındayken yazdı.Lisedeki başarılı notlarıyla ABD nin en saygın üniversitelerinden biri olan Harvard a kabul edildi.
İlk yılında,okulun en yakışıklı ve en güzel öğrencilerinin seçildiği facemash.com kurdu.Sitede harvardtaki tüm öğrencilerin fotoğrafları vardı.Tabi bunu bulmak için Harvard ın veri tabanına girmesi gerekmişti.
Veri tabanını hacklediği anlaşılan zuckerberg disipline verilince okulu bıraktı.Harvardlı öğrencileri internet üzerinden buluşturmak için ikinci sitesi olan facebook u kurdu.Facebook 18 ayda ABD nin enbüyük arkadaşlık sitesi haline gelince büyük yatırımcıların dikkatini çekti.Zuckerberg yatırımcılarla buluştuğu bir akşam yemeğinde yaşı küçük olduğundan bütün gece boyunca sadece gazoz içebilmişti.18 ay önce sitenin bir bölümünü wall street yatırımcılarına 60 milyon $ a sattı.
Dünya çapında 2200 üniversite,22 bin lise ve 2 bin şirketin buluştuğu facebook şu anda 20 milyon üyesiyle 18 milyar pazar değerine ulaşmış durumda.22 yaşındaki zuckerberg bilgisayar endüstrisinin yeni bill gates i olarak adlandırılıyor.

Deyim yerinde ise ağzı süt kokan bir çoçuğun tüm dünyayı değiştirecek bir şey keşfetmesi sizce dünyanın en zeki milleti olan bir türk çoçuğunun aklından geçmemişmidir? yemin ederim ki düşünmüştüm ,benden çaldı ...siz seslerini duyar gibiyim.Ama bizde ne yok bir hocamın da dediği gibi nosyon yok,vizyon yok misyon yok,yada vizontelede olduğu gibi ne yapamıyormuş bir satır yazı yazamıyormuş :) Daha bir satır yazı yazamıyorken program yazması beklenemez tabi ...



YENİ BİR GÜN NASIL BAŞLAR ?


Hımm tuhaf bir soru ... Kime göre nasıl başlar yada başladığı anlaşılır mı ! Tabi ki konumuz üniversite öğrencisi olduğuna göre üniversite öğrencisine göre nasıl başlar,Şimdi tam burda bir sınıflama yapmamız gerek şöyle ki üniversite öğrencilerinin sınıflandırması (ben buna bazen çeşitleri veya tipleri yakıştırmasınıda kullanmayı uygun buluyorum )

1. Kalıp tipi : Bu düzenli öğrenci tipi için yaptığım sınıflamadır .Bu tür öğrenciler kalıba benzer düzenlidirler okula hep aynı yoldan gelip aynı yoldan evlerine yada yurtlarına dönerler, derslere hiçbir zaman gecikmezler,düzenli not tutarlar bir çok öğrenci bunlarla kommensalist(birinin yarar sağladığı diğerinin etkilenmediği) bir ilşkidedirler bazende parazit
durumlar yaşanır genellikle sınavlarda arkadan dürtme vasıtasıyla onun gelişmesine engel olurlar.

2.Mutualist tip: Karşılık çıkar sağlayan tip;sen bana şu derste kopye verirsen bende bunda veririm diyen yada daha dürüst şekilde derslere beraber çalışıp birbirlerine anlamadıkları yeri izah edebilen tiptir.

3.Kommensalist tip: Çalışkan bir öğrenciyi gözüne kestirip ona sınavlar öncesi çay, kahve, tost ısmarlayan ve yarar sağlamayı bekleyen tiptir.

4. Parazit tipi : Çalışkan bir öğrenciyi gözüne kestirip sadece sınav günü arkasına,yanına oturma suretiyle yaklaşan tiplerdir.

5.Yarasa tipi : Tahmin de edebileceğiniz gibi bütün gün uyuyup geceleri ders çalışan, insanlarla iletişime geçen öğrenci tipidir.İkinci öğretim okuyan öğrenciler arasında sıkça görülürler.(en sevdiği içiçek nescafe dir :))

6.Bağımlı tip:Bu tip de kendi içinde de sınıflandırmaya ayrılmakla birlikte ortak özellikleri bir başkasına bağımlı yaşan tiplerdir evde yanlız kalamaz, sınavlara tek çalışamaz, sevgilisinden ayrıldığı zaman kendi başına üzülemeyen tiplerdir.

7.Çömez tipi: Adı üstünde çömezler okula yeni başlayan hani nerde ,tamam aga ,yaparız hacı tipleridir.Yeni başladıkları için neyin nerde olduğunu bilmezler herşeye karşı yoğun bir heyecan yaşarlar, gruplara katılırlar ve genellikle grup şeklinde dolaşırlar.

8.Gölge tipi: Genellikle üst sınıflarda karşımıza çıkan bir tiptir,genellikle arka sıralara otururlar hiçbir şeye katılmazlar,gelip gittikleri belli bile olmaz(ama içlerinde kurnazlarıda vardır ve sınavdan sürekli yüksek alırlar :))

9.Öğretmen tipi:Başkalarına anlatarak ders çalışabilen tiplerdir.

10.Yalaka tipi: Bu tipler normal öğrenciye benzerler ama genelde hocaların çevresinde yoğun şekilde rastlanılan tiptir.(Genellikle diğer öğrenciler tarafından gıcık olunan tip olarak da bilinirler.)

11.Karizma tip: Bu tip okulda en göze çarpan tiptir,okula gelişleri ,giydiği kıyafetler,konuştuğu kişiler sansasyon yaratan tiplerdir.(kanka olunması çok istenen bir tiptir ancak ukala yapıları nedeniyle dikkatli yaklaşılması gereken bir tiptir;)

12.Akademik tipler: Kütüphane kurdu tip olarakda bilinirler genellikle kütüphane çevresinde rastlanılır daha birinci sınıftan okulda kalmayı amaç edinmiş yüksek ganoya sahip öğrenci tipidir.(Burda bir uyarı bu tipler zaman zaman öğretmen ve yalaka tipine de bürünebilirler )

13.Araştırmacı tip:Şehirdeki tüm clup,kafe, gezilmesi görülmesi gereken yerleri bilen tiptir.Çok gezerler, gezen çok bilir felsefesinden ilham alan tiplerdir.

14.Gürültücü tip:Çok konuşan ama konuştuklarından hiçbirşey anlaşılmayan tiptir.

15.Maydonoz tip: Özellikle derslerde herşeye karışan, konuşmaza bile kafa sallama suretiyle hocayı tasdikleyen tiplerdir.

16.Sosyal tip: Çok geniş bir çevreye sahiptir.Dersliklerden yemekhaneye gitme mesafesinde onlarca kişiyle tokalaşıp merhabalaşan bu yüzden aç kalma olasılığı olan tiptir..Herkes tarafından bilinirler.

17.Lider tipler: Bunlar özel bir tiptir,genellikle topluluklara başkanlık ederler yada küçük gruplarda hep son sözün söylenmesi için beklenen kişilerdir,değer veren,değer yaratan tiplerdir.(gizli lider tipi: İçinde lider potansiyeline sahip ama bunu ortaya çıkaramamış kişilerdir.)

18.Beleşçi tipler: Başkalarından not almak suretiyle dersleri geçebilen tiptir.

19.Yumurta kapıya dayanınca tipi: Sınavlara bir gün kala çalışmak aklına gelen tiptir.

20.Ezberci tip: Öğrenmeyen sadece ezber yaparak dersleri geçen bir tiptir çok yaratıcı değildirler.

21.Yaratıcı tipler: Bu tip kendilerini sınav öncesi daha iyi gösterirler kopye çekmedeki yaratıcılıkları ders olarak okutulması gerekecek kadar başarılı olan tiplerdir.Ayrıca mekanik yaratıcılar ve düşünsel olarak yaratıcı tipleri de vardır.

Tüm belirtilen bu tipler için gün farklı başlar ama hepsi günün sonunda bir ders gününün daha bitmiş olmasının verdiği mutluluk ile sınavlara bir gün daha yaklaşmış olmanın verdiği üzüntüyle karmaşık duygular içinde günü tamamlar :)